1, 2, 3 derken 4. sınıfa geldik sonunda. Bu sınıf diğerlerine oranla çok daha farklıdır. Daha önceden tecrübelerime dayanarak son sınıfın jet hızında geçtiğini söyleyebilirim. Bu yüzden son sınıfı derslerden çok kendime ayıracaktım. Eğlenmeye, gezmeye, kişisel gelişime daha fazla ağırlık verecektik ki, aramızdan birini fire verdik. Bu yüzden planlarda değişiklik yapmak gerekecek sanırım.
Asıl konuya başlamadan şunuda yazayım. Her zamanki gibi güzel Uludağ Üniversitesinin süper otomasyon sistemi yine kendinisi gösterdi. Harç yatırmaya izin vermeden dersleri tercihe açan sistem yine bir çok kişiyi mağdur etti. Harç yatırana kadar derslerin kapandığını gördük. Bakalım ilerleyen günlerde neler olacak.
Her neyse olumsuzluklar her yerde olabilir. Artık bunlara kafaya takmamamız lazım. Çünkü “üniversite bitti şimdi ne yapacağım korkusu” ile ilgilenmemiz gerek. Şahsen bu anlamda en ufak bir korkum yok. Belkide daha önce bu yollardan geçtiğimde artık tecrübeliyim.
Bu konuyla ilgili Orkan’da güzel bir yazı paylaşmış. Bloğunu takip ettiğimi göstermek için ondan kopyalayayım :D (İlgili kısımları kendime uyarladım :) )
“Eyvah! Üniversite Bitti! Ne yapacağım?” Korkusundan Kurtulmanın ve İş Hayatına Başarılı İlk Adımın 20 Altın Kuralı
Okul bitiyor, heyecan dorukta. Hayata mı atılacaksın, hayatta atıl mı kalacaksın. Bunun arası incecik bir çizgi. Aynı okulu bitiren, aynı diplomaya, aynı sertifikalara sahip binlerce gençten birisin belki ama yine de umutsuz olma. Bu 20 altın kuraldan mutlaka büyük bir kısmı işine yarayacak. İlk adımı kendinden emin olarak atarsan gelecek daha güzel gelecek.
- Stresten kurtulun
- Okul arkadaşlarınızdan farklarınızı bulun ve o farklara odaklanın
- CV “saçma”yın. “Her ilden her telden” bulduğunuz her şirkete CV göndermeyin.
- Okulunuzdan iş hayatına en yakın olan hocalarınızla sohbet edin fikirlerini alın.
- Hemen harekete geçmeyin, biraz dinlenin. Kendinizi dinleyin.
- İmkanınız varsa bir tatil yapın ama yoksa da evde günde 18 saat yatarak dinlenmeye çalışmayın.
- Ailenizin üstünüzde oluşturacağı baskıyı –ah o baskı yok mu o baskı!- çok dinlemeyin. Mümkünse dalga geçin ama bakışlarınızla onlara ne yapacağınızı bildiğinizi hissettirin. “Kontrol bende” mesajı verin.
- İleride yer almak istediğiniz sektörle ilgili araştırma yapın. Hatta o alandaki en önemli insanları araştırın. (CEO’ları, şirket kurucularını, genel müdürleri, çaktırmadan bir de İK müdürlerini).
- Networking’in önemini unutmayın. Olmak istediğiniz alanla ilgili etkinlikleri kaçırmayın ama gittiğiniz yerde “işe girmek için uğraştığınız” izlenimini vermeyin. Tanışmaktan daha önemli bir şey varsa o da kendinizi doğru tanıtmaktır. İyi tanıtın ve karşınızdakinin sizi keşfetmesini bekleyin.
- Okuldayken başlamadıysanız mutlaka bir blog tutun. “blogcu.com” yada “worpdress.com”da bir blog açın. “kendiblogun.wordpress.com” şeklinde bir blog açıp bu konuyla ilgili kendi öğrenme serüveninizi yazın. Okuduğunuz kitapların, gittiğiniz etkinliklerin kritiğini blogunuzda yapın.
- CV’nizde işinize çok yarayacak bir hatırlatma : Mutlaka “www.ilhan.com.tr” şeklinde bir kişisel siteniz olmalı. ve CV’nizde bu kişisel siteniz ile ilgili iletişim bilgilerini kullanın. Özellikle saçma mail adreslerini var ise bunları kullanmayın. cilgin_ultraslanGS@hotmail.com ve tweety89@mynet.com şeklinde bir epostanız varsa o adresi unutun ve ilhan@ilhan.com.tr yada ilhan@email.com gibi düz bir adrese geçin.
- 1, 5 ve 10 sene sonrası için kişisel stratejinizi çizin, daha önce bunu çok yerde okudunuz ve burun kıvırdıysanız şimdi tam zamanı. Nerede olacaksınız, ne olacaksınız, sizden en iyi ne olur? Bu soruların cevaplarını verin.
- Eğer marka olacak derecede başarılı biri olma potansiyeliniz olduğunuz hissediyorsanız oturun ve sizinle 5 yıl sonra yapılacak bir röportajı yazın. İnanılmaz motive edeceklerdir.
- En önemli kişinin siz olduğunuzu, en önemli yerin bulunduğunuz konum ve en önemli zamanın tam da bugün olduğunu aklınızdan çıkartmayın.
- İnternette boşa vakit geçirmeyin, dizi manyağı olmayın, iradesiz bir tüketici olmak bilinçli ve akıllı bir gence yakışmaz, önünüze konanla yetinmeyin. Bu söylediğimin okulun bitişiyle ne alakası olduğunu düşünüyorsanız, bu egzersizlerin iş hayatınızın ilk basamaklarına tırmanırken sonuçlarını göreceksiniz.
- Az ama öz şirkete CV gönderin, her gönderdiğiniz şirkete özel ve onların kendilerinden birer parça bulabileceği “özelleştirilmiş CV’ler” hazırlayın.
- Okuldan yeni mezun bir gençteki en büyük eksiklik tecrübe ve özgüvendir. Tecrübe zaman işidir ama özgüveninizi kendiniz oluşturacaksınız. Ukalalık çizgisine çok dikkat ederek kendine güvenen bir genç imajı çizin. Saygılı olmak konuşurken kıpkırmızı kesilmek ya da iki büklüm oturmak değildir. Net ve dik bir duruş sergileyin.
- Derdiniz “acilen bir iş bulmak”, “bir an önce bir şirkete kapak atmak” olmamalı. Akıllı bir insan anlık başarıya değil sürecin tümüne bakar. Sakince karar verin.
- İlk etapta maaşın birinci önceliğiniz olmadığını bilin ama hakkınız olanı istemekten de çekinmeyin. “Ne kadar maaş talep ediyorsunuz?” sorusunu cevapsız bırakmayın.
- En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. İyi bir iş bulduysanız “acaba bunu seçersem daha iyisini kaçırır mıyım?” diye düşünmeyin. Armudun sapı, üzümün çöpü bitmez. Zaman kaybetmeyin.
Son olarak. Babanız sizin babanız olmakla beraber para babası da olabilir, iyi bir şirketi olabilir. Yapacağınız en büyük hata ilk günden baba (aile) şirketine gitmektir. Gidin burnunuzu sürttürecek bir şirkette 1-2 sene aralığında çalışın.
Amaaan, daha gencim hele dur, hayatı planlamayayım, kader kısmet hayırlısı derseniz bilin ki siz dümeni boşta bir gemisiniz, hasbelkader başarılı da olabilirsiniz, karaya da oturabilirsiniz.
Şşşt, sakin! Heyecan yok, planlı programlı ve akıllı olursanız çok güzel bir hayat sizi bekliyor.
NİCE