Ölümlü dünya, yaşanması gereken hayatlar, yazılan kader! Kimilerine göre gelecekte yaşayacaklarımız zaten yazılmış durumda, kimine göre ise gelecek daha yazılmadı, istediğim gibi yazarım yada değiştirebilirim.
Kim ne derse desin hayat çok hızlı bir şekilde geçip gidiyor. Daha dün üniversiteye başlamışken şimdi bakıyorum da 6 yıl geçmiş ve çalışıyorum. Okuldayken oluşturulan beklentilerin iş hayatında karşılığının olmadığını, belkide hayallerin gerçekleşmesi gerekmediğini görmek can sıkıcı aslında.
Okuldayken düşünüpte ” ya ne sorun olcak, askere hemen gider gelirim” diye çok düşünürdüm. Askerliği bu kadar dert edeceğimi asla düşünmemiştim. Yaklaşık 1 aydır nisan döneminde askere gidip gitmemeyi düşünüp duruyorum. Acaba uzun dönem mi çıkar, kısa dönem mi? Nerede yaparım? Askerlik ne kadar boş ve gereksiz bir uğraş gibilerinden her gün düşünmeden edemiyorum.
Aslında 2014 hazirana kadar tecil hakkım var fakat kariyer anlamında askerliği aradan çıkarmam gerekiyor. Hazır işi bırakmışken (başka bir işe başlayabilirim de başlamayabilirim de) askerliğide aradan çıkarsam iyi olur sanırım.
Askere nisanda gitmeyeyimde temmuzda gideyim diye çok uğraştım aslında. Hep bir bahane aradım nisanda gitmemek için. Ama olmadı, nisanda askerim.
Karar vermek herkes için çok zordur. Ama bazen birisi ile yaptığın bir görüşmenin bir kelimesi senin tüm kararını değiştirir. Farklı bir yola girmeni sağlar. Sanırım bana askerlik yolu göründü. Mart ayında bol bol gezip tozucam artık…